Seyir Defteri

Yemen Açıklarında Ticari Gemimize Yapılan Saldırı

04-02-2019

        Rusya'nın Novorossisk limanından yüklediği buğdayı Yemen'in Saleef limanına götürmek üzere seyreden İNCE İNEBOLU isimli ticari gemimiz, bölge ülkelerinin oluşturduğu koalisyon askeri gücünün denetimi ve gözetiminde Yemen açıklarındaki bir deniz mevkiine demirletilmiş ve söz konusu demir mevkiinde 10 Mayıs 2018 tarihinde bir saldırıya maruz kalmıştır. Geminin bağlı olduğu şirket tarafından yapılan resmi açıklamada, sahilden 70 mil açıkta demir yerinde bekleyen gemiye 10 Mayıs gece yarısı genel kuzey yönünden geldiği belirtilen bir füze saldırısının yapıldığı ve söz konusu füzenin iskele bordadan tst (top side tank-asma tank) tankına girdiği ve içeride patladığı belirtilmiştir.

25 Mayıs 2018 tarihinde Türk Dışişleri Bakanlığının sözcüsü tarafından yapılan açıklamada:

‘‘…İNCE İNEBOLU adlı Türk gemisi 10 Mayıs 2018 tarihinde saat 23:15’te Yemen açıklarında bir füze saldırısına hedef olmuştur. Tamamı Türk vatandaşı 23 mürettebatın bulunduğu gemide saldırı sonucunda herhangi bir can kaybı veya yaralanma meydana gelmemiştir. Uzmanlarımızın söz konusu olayla ilgili tetkik ve araştırmaları sürmekte olup, bu incelemelerin sonuçları bilahare kamuoyuyla paylaşılacaktır.’’

şeklinde ifade edilmiştir.

Aynı tarihte ABD Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada ise, gemiye bir füze saldırısı olduğu belirtilerek:

‘‘…Bu saldırı bir kez daha, Yemen'de giderek artan tehdit, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 2216 sayılı kararının tam olarak uygulanması gerektiğini gösterdi…İran Devrim Muhafızları'nın saldırgan politikalarının, kendi halkının varlıklarını çevre ülkelerde kullanarak, onların yoksullaşmalarına neden olmasından müteessiriz…’’

şeklinde yazılı bir beyanda bulunmuştur. Yemen’deki isyancı grup Husiler'in sorumlu tutulduğu açıklamada, Husi saldırılarının bölgeden geçen milyonlarca varil petrolün taşınması ve bölge ekonomisi kapsamında önemli sayılan balıkçılık için de büyük bir tehlike yarattığına dikkat çekilmiştir.

        Her şeyden önce saldırıya maruz kalan gemi personeline ve ailelerine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Türk ve ABD Dışişleri Bakanlıklarının yaptıkları resmi açıklamalar ile şirketin basına yansıyan açıklamasından anlaşılacağı üzere, gemiye bir füze saldırısı yapıldığı yönünde hem fikir olunduğu ortadadır. Ancak, diğer bir kısım yabancı kaynaklarda ise farklı açıklamalar mevcuttur. Örneğin olaydan hemen sonra gemiye intikal eden Suudi yetkililer, patlamanın içeriden dışarıya doğru gerçekleştiğini açıklamışlardır. Bununla birlikte, bunun bir kaza ihtimali olabileceği yönünde bir kısım kaynaklarda açıklamalar da yer almıştır. Bazı önemli yabancı ajanslarda, bağımsız bir kaynak tarafından yapıldığı ifade edilen açıklamada, bu olayın geminin aşırı ısınmaya maruz kalmış bir kısım bölme/mevkilerinden kaynaklanabilecek bir hasar da olabileceği belirtilmektedir.

        Açık kaynaklara yansıyan fotoğraflar, Suudilerin iddia ettiği gibi, içeriden dışarıya bir patlama olduğunu doğrular niteliktedir. Patlama sonrası, su üstü kesimi üzerinde bordadan içten dışa açılmış takribi 1.5 - 2 metreye yakın çapta bir yara deliği görülmekte olup, ana güvertede de yer yer açılmış ufak delikler mevcuttur. Açık kaynaklara yansıyan mevcut fotoğraflarda, içeride yanma olduğunu belirten bir emare ya da bir iz gözükmemekle birlikte, patlamanın teknik ayrıntılarıyla ilgili olarak resmi bir açıklama bulunmamasından dolayı konu hakkında yorum yapmak şimdilik zor gözükmektedir. İçeri girip patladıktan sonra, herhangi bir şarapnel izi ya da parçası kalıp kalmadığı konusunda açık bir bilgi bulunmamaktadır. Patlama, şirketin açıkladığı üzere, 3 nolu tst tankın (top side tank-asma tank) içinde olduğuna göre, yabancı kaynakların ihtimal dahilinde belirttikleri aşırı ısınmanın bu tank içerisinde olabileceği düşünülebilir. Ancak, bu ihtimal pek akla yatkın gelmemektedir. Balast ya da diğer tanklar aşırı ısınsa bile hava firar devreleri üzerinden yoğunlaşmayı dışarı verirler. Şu an itibarıyla Türk Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün konuyla ilgili resmi beyanında belirtilen husus, geminin bir füze saldırısına hedef olduğudur. Netice itibarıyla, bunun üzerinden bir değerlendirme yapmak daha doğru olacaktır.

        Amerikan kaynakları bu saldırının, İran destekli Husiler tarafından yapıldığını belirtmektedirler. Tabi, bu saldırının Husiler tarafından yapıldığına dair, şu ana kadar, resmi olarak net bir kanıt ortaya konulmamış olmasına rağmen, yakın dönemde bölgede ve özellikle denizdeki saldırıları nedeniyle Husileri baş şüpheli hale getirmektedir. Yemen kıyılarından Bab el-Mandeb geçidine kadar olan, hatta bahse konu geçit ve sonrasındaki intikal rotaları artık bir çok gemi için hayati risk ve tehdit oluşturmaktadır. İran ve Körfez Arap ülkeleri arasında 2004 yılından bu yana krize neden olan Yemen'deki Husi ayaklanmasının yeni bir boyut kazandığı açıkça görülmektedir. Yemen’deki iç savaş farklı bir tezahürle, denizde de çok uluslu bir sorun haline gelmiştir. Buna karşılık olarak, Suudi Arabistan liderliğinde oluşturulan uluslararası birleşik koalisyon gücü hava ve denizde Yemen’de iç tehdit unsuru olarak görülen isyancı grup Husilerle bu kapsamda mücadele etmektedirler. Husiler'in başkent Sana'yı ele geçirmesinin ardından Cumhurbaşkanı Abdurrabu Mansur Hadi’nin deniz yoluyla ülkeyi terk etmesi hitamında, Suudi Arabistan bölge ülkelerini de arkasına alarak, öncelikle, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Katar, Bahreyn, Ürdün, Sudan, Kuveyt, Mısır ve Fas hava kuvvetlerinin oluşturduğu birleşik bir hava gücü ile Yemen'de operasyonlara başlamıştır. Bölge ülkelerinin oluşturduğu koalisyon gücünün almaya çalıştığı önlemlerin yanı sıra, diğer yandan, özellikle denizden Yemen'e yasa dışı yollarla yük taşınmasını engellemeyi amaçlayan BM Güvenlik Konseyinin 2216 nolu kararının desteklenmesi ve aynı zamanda Yemen nüfusunun temel ihtiyaçlarının kesintisiz olarak limanlardan geçişinin sağlanması kapsamında; Yemen için Birleşmiş Milletler Doğrulama ve Teftiş Mekanizması (UNVIM – United Nations Verification and Inspection Mechanism) sistemi yürürlüğe girmiştir.

        Açık kaynaklara yansıyan bilgilerde, saldırıya uğrayan İNCE İNEBOLU gemisinin, bu teftiş mekanizması usullerince, 04-08 Mayıs 2018 tarihlerinde Djibouti limanında gerekli kontrollerinin yapıldığı, 09 Mayıs 2018 tarihinde ise koalisyon askeri gemilerinin denetimi ve gözetimindeki bir açık deniz mevkiine demirlediği belirtilmiştir. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, saldırının 10 Mayıs 2018 tarihinde saat 23:15’te yapıldığını beyan etmiştir. 70 mil açıkta demirli bulunan bir gemiye, eğer akşam vakti sahilden ya da denizdeki bir mevkiiden bir füze gönderilmiş ise, geminin muhtemelen seçilmiş bir hedef olabileceği ihtimali göz ardı edilmemelidir. O takdirde, denizdeki hedefe yönelik tespit, teşhis ve angajman usullerinin uygulanacağı bu tarz bir saldırı, Husilerin imkan ve kabiliyetleri dahilinde olabilir mi ? Bu konuda açık kaynaklarda birbirinden bağımsız ve farklı değerlendirmeler olmakla birlikte, Husilerin elinde hatırı sayılır miktar ve özellikte silahların mevcut olduğu bilinmektedir. Son 1-2 yıl içerisinde Husilerin Suudi Arabistan’a yönelik saldırılarında 850 km menzile sahip olduğu iddia edilen ‘‘Burkan 2-H’’ isimli füzeleri kullandığını ve bunun fotoğraflarını da dünya kamuoyuna sunduklarını da unutmamak gerekir. Tabi ki burada konu olan denizdeki bir hedefe yapılan saldırıdır ve kullanılan silah farklı olacaktır.

        Deniz sahasının kontrolünde bir açık bulunmuyor ise, gemiye akşam saatlerinde yaklaşan bir su üstü ya da hava unsurunun olup olmadığının da, koalisyon gücü tarafından bilinmesi gerekecektir. Kontrolü elinde tuttuğu iddia edilen Suudilerin önce bunun cevabını vermeleri gerekmektedir. 10 Mayıs 2018 saat 23:15’te vurulan gemimizin, 12 Mayıs 2018 saat 12:00’a kadar olan 36 saat 45 dakikalık bir zaman dilimde dış dünyayla iletişimine Suudi yetkililer tarafından hangi gerekçelerle izin verilmemiştir ? Deniz ve hava sahasının kontrolünde bir kısım zafiyetler olması ihtimali yüksek gözükmektedir. Diğer yandan, Husilerin elinde denizdeki hedeflere karşı, sahilden ya da denizden kullanılabilecek bir güdümlü mermi sistemi varsa bunun İran menşeili olması her ne kadar güçlü bir ihtimal ise de, İran bu tip saldırılarla ilişkisinin olmadığını deklare etmektedir. Husiler gibi isyancı ve/veya terörist grupların elinde, denizde kullanılmak üzere, hafif ve mobil silahların olması, daha akla yatkın gözükmektedir. O halde, 70 mil açıkta demirli bulunan bir gemiye sahilden saldırılması yerine, meteorolojik şartlara bağlı olarak, denizden ya da havadan makul bir menzilden yaklaşılıp saldırılması ihtimali daha bir ön plana çıkmaktadır. Bu konuda insansız deniz ya da hava araçlarını da ihtimal dışı görmemek gerekir. Peki acaba gerçek durum ne olabilir ?

        İNCE İNEBOLU gemisi demir yerinde saldırıya uğramıştır. Bölgede ticari gemiler için belirlenen demir yeri ve demir saha/sahalarının da bilinmesi konuyu daha açıklayıcı hale getirebilir. An itibarıyla, açık kaynaklarda bu bilgilerin net bir şekilde yer almaması nedeniyle sağlıklı bir değerlendirme yapmak zorlaşmaktadır. Bununla birlikte, saldırının yapıldığı 10 Mayıs 2018 gecesi demir yeri sahasında İNCE İNEBOLU gemisi benzeri kaç adet ticari gemi olduğu da önemli bir veri olacaktır. Başka gemiler de var ise neden sadece bu gemi hedef alınmıştır ? Tesadüf ihtimali olsa da, demir sahasındaki İNCE İNEBOLU’nun, varsa, diğer gemilere nazaran demir yeri mevkisinin konumu da önem arz etmektedir. Yaklaşma açısından en elverişli gemi bu gemi miydi ? Demir mevkiileri koalisyon gücü tarafından belirleniyor ise, emniyetli olabileceği varsayılan demir yerleri belirlenirken tehdit değerlendirmesinde mi hata yapılmıştır ? Geminin yükünün buğday olması, saldırıda bir kasıt ihtimalini de düşürmektedir. Bu detayları bilmek tabi ki şu an için mümkün değil. Ancak, saldırının olduğu bu bölgede geçmiş ya da yakın geçmiş dönemde Husiler tarafından benzer saldırıların olup olmadığı veya saldırı taktiklerinin ne olduğu, konunun açıklığa kavuşmasında kabaca bizlere bir yol gösterir nitelikte olabilir.

        02 Nisan 2015 tarihli ‘‘IHS Country Risk/Yemen: Marine Risks’’ isimli açık kaynaklara yansıyan bir raporda, Husilerin elinde Çin yapımı C-801 isimli gemilere karşı kullanılan güdümlü mermilerin olabileceği, bunların öncelikle kara hedeflerine yönelebileceği, harekattan sakıt eski Yemen botlarına takılsalar bile denizde hedef tespit etme imkan kabiliyetlerinin bulunmaması nedeniyle bu silahın denizde Husiler tarafından kullanılamayacağı yönünde bir değerlendirme mevcuttur. Ancak buna karşılık geçmiş dönemde, Husilerin deniz unsurlarına karşı bir çok saldırı düzenledikleri görülmüştür.

        01 Ekim 2016 tarihinde Husiler, Yemen’in güney batısında bulunan El-Mukha limanı açıklarında Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) donanmasına ait ABD menşeili ve HSV (High Speed Vessel) sınıfı Swift (HSV-2) isimli 97 metre uzunluğunda, 35 mil sürat yapabilen bir katamarana füze saldırısında bulunmuşlardır. Husiler saldırıyı üstlenmişler ve saldırı görüntülerini de internette yayınlamışlardır. Saldırı sonrası gemi kullanılamaz hale gelmiştir. Husiler, bu saldırıda C-802 güdümlü mermisi kullandıklarını iddia etmişlerdir. Gemide yapılan inceleme sonucunda, şarapnel hasarına C-802’lerde kullanılan zırh delici EFP (Explosively Formed Penetrator) başlığın neden olabileceğinin değerlendirildiği ve bu saldırıda, açık kaynaklarda 25 mil menzili olduğu belirtilen, Çin yapımı C-802 güdümlü mermisinin kullanılmış olunması ihtimalinin çok yüksek olduğu ifade edilmektedir.

        09 Ekim 2016 tarihinde saat 19:00 sıralarında Bab el-Mandeb geçişi sırasında USS Mason (DDG-87)’a, Husiler tarafından 1 saat içinde iki adet güdümlü mermi atışı yapıldığı ancak bu mermilerin gemi tarafından icra edilen karşı tedbirlerle denize düşürüldüğü Amerikan kaynaklarınca belirtilmektedir. USS Mason (DDG-87)’ın bu geçişi esnasında sahilden en az 12 mil açıkta olduğu bilgisi açık kaynaklarda yer almıştır. Husilerin bu saldırıda C-802 güdümlü mermisi kullandıklarını varsayarsak, silah menzilinin yeterli olması ancak atış kontrol sistemi gerektirebilecek bu silahı denizde kullanabileceği bir gemisi olmaması nedeniyle, atışı sahilden yapmayı tercih ettikleri düşünülebilir. Örneğin USS Mason (DDG-87), yapılan saldırı karşısında güdümlü mermilere, karşı tedbirler uygulamış, ancak Mason’ın su üstünde bir platform tespitine ve/veya karşı saldırısına yönelik bir faaliyeti açık kaynaklarda yer almamıştır. Nitekim, 13 Ekim 2016 tarihinde ise ismi açıklanmayan bir Amerikan harp gemisi tarafından Husilerin Yemen sahillerinde bulunan bir kısım radar mevzilerinin vurulduğu bilinmektedir.

        14 Haziran 2017 tarihinde Husiler, El-Mukha limanına yaklaşan Suudi Arabistan’a ait bir savaş gemisini hedef almışlardır. Husiler tarafından internette yayınlanan görüntülerde, harp gemisine muhtemel hızlı bir lastik botla takribi 1000-1500 yarda kadar yaklaşıldığı ve omuzdan ateşlenen bir roketle gemiye saldırıldığı anlaşılmaktadır. Yapılan atışta gemiye kıç tarafından hatırı sayılır bir zarar verildiği görülmektedir.

03 Nisan 2018 tarihinde ise Husiler, Hudeyde limanı açıklarında Suudi Arabistan’a ait sivil bir petrol tankerine füze saldırında bulundular. Gemi bu saldırıyı, hafif hasarla atlatmıştır.

        Bir kısım uzmanlar Husiler tarafından kullanılan silahların, öncesinde gizli depolarda saklanmış ve iç savaşla birlikte ele geçirilmiş silahlar olabileceği ya da özellikle füzelerin ülkeye hazır olarak gelmeyip, parçalar halinde girdikten sonra olası İran ya da başka unsurların yetenekleri ve tecrübeleriyle Yemen topraklarında geliştirildiği iddia edilmektedir.

        Netice itibarıyla bu bölgede Husiler, denizde hedef olarak belirledikleri unsurlara hem sahilden hem de denizden füze saldırısı yapabilme imkan ve kabiliyetine sahip gözükmektedirler. Denizde yüksek değerli ve önemli gördükleri yabancı askeri unsurlara karşı, menzile bağlı olarak, C-802 ve/veya olası benzeri güdümlü mermileri sahilden kullanabildikleri yönünde güçlü sayılabilecek emareler mevcuttur. Özellikle, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) donanmasına ait Swift (HSV-2)’e ve Amerikan donanmasına ait USS Mason (DDG-87)’a yapılan saldırılar, çok tehlikeli ve ciddi saldırılardır. Diğer yandan, sahile yakın kaçış menzili içinde kalan mevkilerde ise, yüksek süratli botlarla omuzdan atılan silahları tercih ettikleri görülmektedir.

        Ancak Husilerin, 70 mil açıkta demirli bekleyen buğday yüklü savunmasız ticari sivil bir gemiye sahilden bir güdümlü mermi kullanması konsept, maliyet ve imkan/kabiliyet olarak, kendileri açısından doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Üstelik Husilerin ellerinde bulunması ihtimali yüksek olan C-802 güdümlü mermisinin menzili 25 mildir. Menzilin yeterli olması durumunda bile böyle bir silahın kullanılması, çok trajik sonuçlara neden olabilirdi. Fotoğraflarda gemideki yara ve hasar görüntüleri, böyle bir ihtimali çok zayıf kılmaktadır. Sonuç olarak, demir üzerindeki gemimize belirli bir yaklaşma mesafesinden, başka bir silahla, gece de olsa, görerek atış yapılmış olmasının daha güçlü bir ihtimal olabileceği değerlendirilmekle birlikte, şimdilik bir çok verinin kamuoyu tarafından bilinmemesi, meselenin tam olarak anlaşılmasını zorlaştırmaktadır. Tek bilinen resmi bilgi, Dış İşleri Bakanlığının, geminin Yemen açıklarında bir füze saldırısına hedef olduğu açıklamasıdır. İNCE İNEBOLU gemisine yapılan saldırının amacının, Husilerin Yemen’e kendi kontrollerinin dışında, insani de olsa, bir yardımın giremeyeceğini belirten bir mesajı olarak değerlendirilebilir. Ancak Yemen sahillerinde ve yaklaşma sularında Husilerin, denizde daha önce örneğine pek rastlanılmayan, ciddi ve tehlikeli bir tehdit haline geldiğini ifade edebiliriz. Bununla birlikte, Suudi Arabistan ve koalisyonun diğer üye ülkelerinin, bu bölgeye münhasır deniz ve hava kontrollerinin usul ve standartları da tartışılır hale gelmiştir. Saldırı sonrasında uzunca bir süre gemimizin dış dünyayla iletişimine, Suudi yetkililerce izin verilmemesi ayrı bir tuhaflıktır. Bu iletişim sansürünün ve bu hadisenin nedenlerinin öncelikle Suudiler tarafından açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Denizcilerimize geçmiş olsun diler, her şeyin gün yüzüne çıkmasını temenni ederim.

 

Kaynaklar:

http://www.denizhaber.com.tr/ince-denizcilikten-saldiriyla-ilgili-aciklama-haber-81484.htm

http://www.mfa.gov.tr/sc_-40_-ince-inebolu-isimli-kuru-yuk-gemisine-yonelik-fuze-saldirisi-hk-sc.tr.mfa

https://odatv.com/turk-gemisine-fuze-saldirisi-25051808.html

https://tr.sputniknews.com/afrika/201805121033413792-yemen-turk-gemisi-saldiri/

https://uk.reuters.com/article/uk-yemen-security-ship/explosion-damages-vessel-carrying-wheat-to-yemen-idUKKBN1IC2DL

http://www.sguardian.com/2018/05/turkish-bulk-carrier-under-saudi-control-may-13-update/

http://www.denizticaretodasi.org.tr/sayfalar/sirkulerdetay.aspx?duyuru=8865

https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-42423360

https://cdn.ihs.com/www/pdf/Marine-implications-of-Yemen-conflict.pdf

https://www.counterextremism.com/threat/houthis

https://www.reuters.com/article/us-yemen-security-usa-ship-idUSKCN12A082

https://www.washingtonpost.com/news/checkpoint/wp/2016/10/10/missiles-from-rebel-held-yemen-territory-fired-at-u-s-navy-destroyer/?noredirect=on&utm_term=.92404592089a

https://www.naval-technology.com/projects/hsv-2-swift/

https://www.youtube.com/results?search_query=Houthi+forces+claim+missile+strike+on+UAE+catamaran

https://news.usni.org/2016/10/11/uss-mason-fired-3-missiles-to-defend-from-yemen-cruise-missiles-attack

http://www.milliyet.com.tr/suudi-arabistan-savas-gemisi-dunya-2468382/

https://www.youtube.com/watch?v=Nug3OJhVAto

https://www.reuters.com/article/us-yemen-security-attack/saudi-oil-tanker-hit-in-houthi-attack-off-yemen-coalition-idUSKCN1HA1RT

http://www.tgrthaber.com.tr/dunya/husilerin-fuze-saldirilari-yemendeki-baris-cabalarini-baltaliyor-233961


Bu makale https://www.7deniz.net/yazar-yemen-aciklarinda-ticari-gemimize-yapilan-saldiri-73.html adresinde yayınlanmıştır.